Günlük hayatta karşılaştığım ya da takip ettiğim kanser hastalarının birçoğunda modern tıpta kullanılan tedavi yöntemleri dışında bitkisel tedaviler, doğal tedaviler, alternatif tıp, tamamlayıcı tıp, biyoenerji, reiki, homeopati diye adlandırılan tedavi yöntemleri arayışı içinde olduklarını görüyorum. Kanser tanısı almış ya da tedavi sırasında oluşan rahatsız edici yan etkilerle baş etmeye çalışan bir insanın böyle bir arayış içinde olması elbette anlaşılır bir durum. Bir bakıma bu arayış, umutlu kalmanın ve yaşama isteğinin devamını gösterdiği için bir açıdan sevindirici bile olabilir. Derdim umudu arayanlarla değil, pazarlayanlarla. Metastaz yapmış (yani başka bir yere sıçramış) ve takip eden onkoloğun (onkolog yani kanser uzmanı, tıp fakültesi üzerine en az 5 yıl onkoloji alanında ihtisas yapmış uzman tıp doktoru kişi) önerisiyle radyoterapi alması gereken bir hastaya önerilen biyoenerji, reiki gibi saçma sapan tedavi yöntemlerini pazarlayıp ve kanser hastasına ‘’radyoterapi alma’’ önerisinde bulunma cüretini gösteren tıp dışı kişiler ve konunun uzmanı olmayan alternatif tıp işleriyle uğraşan bazı doktorlarla derdim. Tam bu derdimi eşim dostumla paylaşırken durumun sadece bizde böyle olmadığını hatırladım ve İngiliz basınında yer alan bir araştırmadan haberdar olarak bu araştırmanın kısa sonuçlarını burada yazmaya karar verdim.
Yurt dışında yapılan bazı çalışmalar, kanser tanısı almış hastaların % 48 ile % 88'inin alternatif tıp seçeneklerinden en az birini kullandığını göstermiştir. Ancak Amerikan Tıp Derneği Onkoloji Dergisi'nde yayınlanan yeni araştırmanın başyazarı Dr. Skyler Johnson, "Ne yazık ki, tamamlayıcı tedavilerin rolü konusunda büyük bir kafa karışıklığı var" diyor. Yale Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan ve sonuçları geçtiğimiz haftalarda yayınlanan (19 temmuz 2018) çok önemli bir araştırma kanser tedavisinin bir parçası olarak kullanılan Homeopati diye bilinen alternatif tedavileri ve diğer bitkisel ilaçları kullanan hastalarda, modern tıbbi tedaviyi kullanan hastalara göre ölüm oranının iki kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmacılar bu artmış ölüm oranının sebebi olarak tamamlayıcı tıp yada daha güncel adıyla alternatif tıp tedavileri kullanan kanser hastalarının onkoloji uzmanlarının önerdiği tedavinin bir kısmını ya da tüm tedaviyi reddetme eğilimlerinin olduğu ve daha kötü bir prognoza yol açmasını gösteriyorlar.
Alternatif tedavi seçenekleri çok geniş bir yelpazede sunulan bir çok ürün ve uygulamayı içermektedir. Bunlar arasında Çin bitkisel ilaçlarından tutun da homeopati, diyet takviyeleri, temizleyici diyetler, yoga, masaj ve tıp dışı bir çok yöntem bulunmaktadır. Makaleye göre tamamlayıcı tıp ya da alternatif tıp diye sunulan tedavi seçeneklerinin bilinen kanser tedavileri gibi bilimsel olarak kanıtlanmış değere sahip olmadığı söyleniyor. Yani işe yarayacağı söylenen bitkisel ilaç ya da uygulamalarla ilgili bilimsel değeri yüksek çalışmalar bulunmuyor. Örneğin şu derde şu bitkiyi kullanın diye duyduğumuz bu bitkilerin bileşenlerinin de kimyasal isimleri ve molekülleri var, yani doğal denilen herşeyin bir kimyasal formülü var, demek ki tamamen yan etkisi yok değil ve ayrıca farmakolojik çalışması da yapılmamış. Bu şu demek 10 mg olan bir ilacı içtiğinizde 10 mg aldığınızı bilirsiniz ama herhangi bir bitkinin ne kadarlık bir dozu ne işe yarar, ne kadar ve ne yan etki yapar işte bunu gösteren bilimsel veriler çok çok az olduğundan bunları ayrıntısıyla bilmiyoruz.
JAMA Oncology'de yayınlanan bu yeni çalışmada, araştırmacılar alternatif tedavi seçenekleriyle ilgili olumlu tablonun pek de böyle olmayabileceğini söylüyor. Yale School of Medicine'de terapötik radyoloji bölümü başkanı Dr. Skyler Johnson ve arkadaşları, ulusal kanser veritabanındaki yaklaşık 1.300 kişiden gelen verileri dört yaygın kanserle (göğüs, prostat, akciğer ve kolorektal) analiz etmişler. Bu kişilerin 1.032'si sadece klasik bilimsel tıbbı kullanmış ve 258 en az bir modern tıp tedavisi ve bir veya daha fazla tamamlayıcı tıp stratejisi kullanmış (alternatif tıp ya da tamamllayıcı tıp tedavileri alan kişiler kayıtlara "tıbbi olmayan personel tarafından yönetilen diğer kanıtlanmamış kanser tedavileri" başlığıyla kaydedilmiştir).
Johnson, yaptığı çalışmada tamamlayıcı bir tıp yaklaşımı ekleyen kişilerin, dokuz yıllık takip sonrasında , sadece modern tıbbi tedaviyi seçen kişilere kıyasla iki kat daha fazla ölme riskine sahip olduğunu buldu. Araştırmacılar tamamlayıcı tıp eklemeyi tercih eden hastaların , modern tıp tedavilerini tercih eden hastalara kıyasla, ameliyat, kemoterapi, radyasyon ve hormon tedavisini reddetme eğiliminin daha yüksek olduğunu bulguladılar. Johnson, kanser tedavisi için tamamlayıcı ilaç tedavileri kullanan hastaların çoğunun hayatta kalma oranlarını ve iyileşme oranlarını iyileştireceğine inandıkları için bunu yapıyor. "Fakat bu terapileri kullanırsanız hayatta kalma veya iyileşme oranlarınızı artırabileceğinizi gösteren hiçbir bilimsel veri olmadığını bilmeliler." diyor.
Diğer başka çalışmalardan elde edilen sonuçlarda hastaların birçok tamamlayıcı yada alternatif tıp yaklaşımın "doğal" olduğu ve bu nedenle güvenli olduğuna inandığını belirtiyorlar. Ancak doğal olarak adlandırılan bu tedavilerin de biyolojik olarak aktif bileşenler içerebileceğini, bu bileşenlerin klasik kanser tedavi ilaçlarının yanında çok daha az etkili olmasının dışında ve hatta daha toksik olduğunu gösteriyor. Bu sonuçlara dayanarak araştırmacılar "Bu bilginin, bu alternatif tedavileri sağlayıcılara ve kullanan hastalara, yarar yerine aslında zararlı bir etkiyle sonuçlanabilme ihtimalini en azından dikkate almasını beklediğini umuyoruz" diyorlar.
Alternatif yaklaşımlarla ilgili çalışmalar masaj, akupunktur gibi tedavilerin kanser ağrıları, bulantı gibi belirtileri azaltmada etkili olabileceğini söylese de alternatif yaklaşımlar piyasa da bu tür destekleyiciler olarak değil, kanser tedavileri kadar etkili ve hatta modern tıbbi yaklaşımların önünde olduğu havasıyla pazarlanmaktadır. Gazete ve televizyonlar da maalesef bu haberleri destekler nitelikte yayınlar yapmaya devam etmektedir ancak modern tıbbın alternetifi diye bir şey yoktur.
Kanser tanısı almış kişiler ve hasta yakınlarının umut ve çare arayışıyla her türlü seçeneği değerlendirmeye çalıştığını biliyorum ancak sizden ricam bilimselliği kanıtlanmış ve onkoloji uzmanının bilgisi ve önerisi dahilindeki seçenekleri değerlendirmenizdir. Yazıda alıntı yapılan çalışmanın linki şöyle:
Journal of the American Medical Association Oncology de yayınlanan çalışma
https://jamanetwork.com/journals/jamaoncology/article-abstract/2687972