Kanser Hastalarına ve Yakınlarına Psikolojik Destek
Kanser adını duyduğumuzda bile ürperdiğimiz bir hastalık iken kanser tanısı alıp, bununla yaşamını sürdürmek, uzun ve yorucu bir tedavi sürecinin içinde bulunmak hem kişiyi hem de yakınlarını oldukça yıpratan, zaman zaman ruhsal çöküntülere yol açan önemli bir durum. Kanser tanısı almak ciddi sosyal ve psikolojik sorunlara yol açan, bazı aşamalarında depresyon, anksiyete bozukluğu, deliryum gibi psikiyatrik tanıların eklendiği yaşamın bazen alt üst olup bambaşka biçimlere evrildiği zorlu bir süreç.
Yeni tanı alma döneminde, o sırada çok önemliymiş gibi görünen plan ve programların yerini çok hızlı bir şekilde kanserle bahşetme çabasına dönüştüğü yeni beklentilerin oluştuğu bir dönem. Bu yeni arayış kaygı ve üzüntüyle birlikte uygun doktorun bulunması ve tedavi edilecek hastanelerin araştırılmasından tutun da çocuklu bir hasta için çocuklara kimin bakacağı, genç bir hasta için okulunun dondurulması, gireceği sınavların veya iş görüşmelerinin ertelenmesi, yaşlı bir hasta için refakat ve bakım verecek kişinin belirlenmesi, çare için tıp dışı yöntemlerin de araştırılması gibi onlarca yeni gündemin oluşması demektir.
Psiko onkoloji kanser tanısının alındığı andan itibaren ileri evrelere kadar kanser hastalarına, hasta yakınlarına ve onkoloji alanında çalışan sağlık ekibine ruhsal ve sosyal sıkıntılara yönelik çözümler arayan psikiyatrinin alt dallarından biridir. Bu çözümler bireysel psikoterapi, çift ve aile terapisi ve çeşitli kanser destek grupları şeklinde olabilirken ihtiyaç olduğunda farmakoterapi yani ilaç tedavisi şeklinde de olabilmektedir.
Kansere Karşı Oluşan Psikolojik Tepkiler
1926 yılında İsviçre’de doğan ve 2004 yılında ABD’de vefat eden psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross ölümcül hastalığı olan hastalarla yaptığı meşhur çalışmasında insanların kendilerini ölüme yaklaştıran veya travma etkisi yaratabilecek bir haber aldıklarında ya da sevilen birinin ölümünden sonra 5 psikolojik evre yaşadığı sonuçlarına vardı.
- Şok ve inkar
- Öfke
- Pazarlık
- Depresyon
- Kabullenme
Kanser hastalarında birçok aşamada farklı psikolojik tepkiler, psikolojik sorunlar ve psikiyatrik tanılar ortaya çıkmaktadır. Bu tepkilerin bir kısmı normal ve hatta uyuma yöneliktir. Örneğin kişi bunu ilk duyduğunda gerçeği inkar etme, tanıya inanamama, yeni doktor arayışları, testlerin tekrar edilmesi isteği, belirtilerin yok sayılması ya da küçümsenmesi gibi inkar belirtileri gösterebilir. Bu inkar etme dönemi hastaya yoğun kaygı ve üzüntüyle baş edebilmesi için biraz zaman verecektir ama tedavi reddine varabilen bir inkar davranışı ise psikiyatrik açıdan incelenmesi ve çözümlenmesi gereken bir durumdur. İnkar döneminde tedavi ekibinin ve hasta yakınlarının hastanın bu ihtiyacına saygı göstermesi ve izin vermesi gereklidir. Basitçe söylersek hastaya biraz zaman tanınmalıdır.
İnkar döneminden sonra hastalarda öfke dönemi başlar. Hastalığa, tanıyı koyan doktorlara, yakınlarına bazen de sağlıklı kişilere kızgınlık duyulabilir. 'Başkaları sağlıklı iken, hayat devam ederken neden ben hastalandım? Neden şimdi?' Aile ve tedavi ekibi yönünden çok zor dönemdir. Bu dönemde bu öfkeyi kişisel olarak algılamamak, hoşgörülü olmak, savunmaya geçmemek, hastanın öfkesini açığa vurmasına olanak tanımak ve hastayı dışlamamak olması gereken tutumlardır.
Pazarlık döneminde hasta işbirliği yapar, tedavilere uyum, gerekenleri yapma ve çaba gösterme eğilimleri vardır. Hasta ölüm gerçeğini kabullenirse bile daha uzun süre yaşamak için yine de pazarlığa girer ve tedavi uyumunu sürdürür. Bir süre sonra hasta kayıplarını fark eder ve depresyon dönemi başlar, yapamadıkları ve yapamayacakları için yas tutar. Kabullenme dönemine geçebilmek için depresyon gerekli bir dönemdir. Bu dönemde tedavi ekibinin tutumu; gerçek dışı suçluluk ve utanç duygusunu ortadan kaldırmak, hastanın yasını yaşamasına izin vermek ve paylaşmak olmalıdır. Uyumu bozan hallerde ( tedavi uyumunun bozulması, kişiler arası ilişkilerin bozulması, yoğun depresif duygu ve düşüncelerin varlığında ) psikiyatrik destek almak gereklidir. Bu destek gerektiğinde ilaçlı tedavi gerektiğinde psikoterapi yöntemleriyle olabilir.
Depresyon döneminden sonra kabullenme dönemi gelir ve hastalık kabullenilir. Tedavinin sürdürüleceğini kabullenmek, yaşam biçimini belirlemek, yakın ilişkiler kurabilmek, son dönem hastalarda ise hastalığın ağırlık durumuna göre gelecek planları, bazen vedalaşmaların yapılabilmesi kabullenme döneminde olur. Kabullenme kesinlikle umutsuzluk değildir. Hastalığın durumunun ve ciddiyetinin tam kavranarak tedavinin sürdürülmesi ve yaşamla ilgili yapılması gerekenlerin, beklentilerin planlanması dönemidir.